yem yayin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yem yayin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe, Haziran 05, 2014

Öğrencilerle Söyleşiler : Rem Koolhaas

Yazar      : Rem Koolhaas
Yayınevi   : YEM Yayın
Çeviri     : Nazım Dikbaş
Redaksiyon : Volkan Atmaca
Orijinal İsim : Rem Koolhaas : Conversations with Students
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 1996
Çeviri Yayın Tarihi   : 2014

Öğrencilerle Söyleşiler: Rem Koolhaas

'Küreselleşme hepimizi tamamen topraktan sökecek ve son derece sistematik bir şekilde hepimizi köksüz bırakacak. Bizi her yerde birer yabancı haline getirecek.' s.71

'Boşluk (blankness) özellikle de mimarlar tarafından tamamen göz ardı edilen önemli bir nitelik. İçeriksizliğiyle (emptiness) bir tür dehşet yaratıyor, ama buna izin vermek ve bir ilişki kurabilmek çok önemli.' s.74

Yem Yayın'nın Öğrencilerle Söyleşiler : Louis I. Kahn kitabını okuduktan sonra bir dilek dilemiştim. Dileğim yerine gelmiş ve Rem Koolhaas'ın Rice Üniversitesi öğrencileri ile 1991 senesinde yapmış olduğu ders/söyleşi Türkçe'ye çevrilmiş. Koolhaas'ın 2014 senesi Venedik Bienali küratörü olmasının bu seçimde bir etkisi var mı bilemiyorum ama çok yerinde bir seçim olmuş. Hangi kitabın çevrileceğinin seçilmesi ve çeviri sürecinin uzun olduğunu biliyorum ama seçimde etkisi olmamış olsa bile Venedik Bienali'ni dolaşacak Türk izleyiciler için Koolhaas'ın düşünce şeklini anlamak için çok doğru bir başlangıç noktası olabilir. 

Pazar, Mayıs 18, 2014

Öğrencilerle Söyleşiler: Louis I. Kahn


Yazar      : Louis I. Kahn
Yayınevi   : YEM Yayın
Çeviri     : Nazım Dikbaş
Redaksiyon : Volkan Atmaca
Orijinal İsim : Louis I. Kahn: Conversations with Students
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 1969
Çeviri Yayın Tarihi   : 2014

Öğrencilerle Söyleşiler: Louis I. Kahn

Kahn hayatında hiç ticari bir ofis binası tasarlamamıştır; 'şehirsel ihtiyaçlar'dan ve ileride 'mimarlıksız şehirlerde, yani şehir olmayan şehirlerde' yaşayabileceğimizden bir kahin edası ile bahsederek, binalar ile bağlam arasındaki bağlantıyı genişleten tanımlı mekanlar hayal etmiştir. (Peter Papademetriou'nun önsözünden)

Oyun ilhamla doğardı, düzenlenmezdi. 

Temmuz 2013'te bu kitabın ingilizcesi ile ilgili yorum yazmıştım ve ne yazık ki Türkçe çevirisi yok diye hayıflanmıştım. Büyük bir süpriz olarak YEM Yayın'larının kitabı çevirdiğini öğrendim ve sevgili Bahar Demirhan'nın nazik jesti ile Türkçe çeviriye ulaştım. 

Cuma, Haziran 14, 2013

Mimarlik I Mimarlığımız / Ferhan Yürekli

Yazar        : Ferhan Yürekli
Yayınevi     : YEM Yayın
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Yayın Tarihi : 2010

Mimarlık l Mimarlığımız

Necati İnceoğlu'nun Anılarda Yalnızlar'ından sonra Ferhan Yürekli'nin Mimarlık I Mimarlığımız,  Türk mimarlık dünyasına değinen okuduğum ikinci kitap oldu. Kitapların farklı ekollerden iki akademisyen mimar tarafından yazılmış olmaları, konuları birbirinden ayrı bile olsa, belli noktalarda değindikleri Türk mimarlığı ile, iki farklı yazım biçimini okumamı sağladı.

Ferhan Yürekli, ismini ve derslerini senelerdir birçok arkadaşımdan duyduğum ancak derslerine girme şansımın olmadığı biriydi. Kitabı okuyan eski öğrencilerinden biri, okurken derste oturup dinliyormuş gibi hissettiğini söyleyince, kitapta duyduğum sesin Ferhan Yürekli'nin gerçek sesi olduğu onaylanmış oldu.

Salı, Haziran 11, 2013

Anılarda Yalnızlar / Necati İnceoğlu

Yazar        : Necati İnceoğlu
Yayınevi     : YEM Yayın
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Yayın Tarihi : 2008
Necati İnceoğlu'nun 1930-40 dönemlerindeki Türkiye mimarlık eğitimi üzerine yazmış olduğu bu kitap ile ilgili ön bilgi edinmek isterseniz, Ömer Kanipak'ın kitap tanıtım yazısı gayet net bir anlatım ile kitabı özetliyor. 

YTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu olarak MSÜ ve İTÜ'nün tarihleri ile ilgili çok fazla bir bilgim yoktu. Bu iki kurumun birbirini etkilediği hep bildiğim bir gerçekti ancak bugüne kadar bu etkileşimin nasıl şekillendiğini detaylı olarak okuma şansım olmamıştı. 

Necati İnceoğlu'nun gerek kendisinin, gerek çevresindekilerin anılarını derleyerek yayınladığı kitap bu konu ile ilgili boşlukları bir miktar doldurdu. Ama muhtemelen isminden ve arka kapak yazısından dolayı biraz daha farklı bir anlatım bekliyormuşum. Hatta kategori olarak anı dendiği anda okurken yazarın sesini duyma ihtiyacım oluyormuş. Kitabı bitirdiğim zaman fark ettim ki, başından sonuna kadar hep ne zaman bu sesi duyacağım diye beklemiş ve duyamadan son satırı okumuşum.