Cuma, Ekim 14, 2016

Modernite, Demokrasi ve Din / Samir Amin

Yazar    : Samir Amin
Yayınevi : Yordam Kitap
Çeviri   : Fikret Başkaya, Uğur Günsur, Güven öztürk
Orijinal İsim : Modernite Religion et Democraite: Critique de L'Eurocentrisme Critique des Culturalismes
Orijinal Dil  : Fransızca
Orijinal Yayın Tarihi : 2008
Çeviri Yayın Tarihi : 2016

'Eğer bir 'hareket', toplumu ileriye taşıyıp, dönüştürme perspektifine, koşulsuz ve ikircikli olmayan bir tarzda sosyal ilerleme perspektifine sahipse ve öyle hareket ediyorsa o hareket ilericidir.' s. 85

'Mesela kapitalist yeniden üretim mantığının dışına çıkmadan kadın-erkek eşitliği diye bir şey mümkün müdür? Kısa vadede kar güdüsü dışında hiçbir kaygı taşımayan finansal mantık olduğu yerde durdukça, herhangi bir ekolojik hareketin gerçekten bir şeyler başarması mümkün müdür?' s. 111

Samir Amin 85 yaşında, Mısır'da doğmuş, eğitimini Fransa'da yapmış Marksist bir ekonomist. Ekonomist olan veya siyasal bilimler okumuşlara kıyasla modernite benim için çok farklı bir anlam ifade ediyor. Daha doğrusu mimarlık odaklı bir anlam ifade ediyor. O yüzden kitabın ismini ilk gördüğümde bu üç kavramın nasıl biraraya geldiğini anlayamadım. 

Bir süredir, ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu durumu daha iyi anlayabilmek üzere birçok farklı kitap okumaya çalışıyorum. Felsefe, psikoloji, ekoloji odaklı olan bu kitapların arasına neredeyse ben farkında olmadan giren 'Modernite, Demokrasi ve Din' ekonomi/siyaset konuları üzerine okuduğum ilk kitap denebilir.

Perşembe, Eylül 22, 2016

Kaçırdıklarımız - Yaşanmamış Hayata Övgü / Adam Phillips

Yazar    : Adam Phillips
Yayınevi : Metis Yayınları
Çeviri   : Selin Siral
Orijinal İsim : Missing Out, In Praise of the Unlived Life
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 2012
Çeviri Yayın Tarihi : 2015

'Gerçeklik önemlidir çünkü bizi tatmin edebilecek tek şey odur.' s. 29

'Deneyimden bir şeyler öğrenmek, ihtiyacımızı dünyada yaşamakla bağdaşır kılmanın yollarını bulmak anlamına gelir.' s.30

'Başkalarınca tanınmayı ve gerek kendimizi gerekse ihtiyaçlarımızı tanımayı her zaman göze alamayız çünkü işin ucunda acı çekmek vardır.' s.38

'Bir başka deyişle, anlamamak ve anlaşılmamak insanı mükemmelliğin zorbalığından kurtarır (ihtiyaç karşısında yapabileceğimiz en iyi şey her zaman anlamak değildir). s. 53

'Başlangıçta kavramak, kavrayamamak özgürlüğüne erişebilmemizin tek yoludur.' s. 67

'Çocuk coşku dolu bir geleceğin teminatını ister, yetişkin öyle bir şey olmadığının tasdiklenmesini. Çocuğun arzusu çocukluktan çıkmaktır, yetişkinin arzusuysa değişim isteğinden kurtulmak.' s.103

'Gelişim, hayati ihtiyaçların duyumsal tatminleri ve bunların getirdiği hazlardan hakkaniyet, sadakat ve bilgiye geçiş sürecidir. s. 127

Adam Phillips Lacan'cı İngiliz bir psikoterapist. Zamanında çocuk psikoterapisi üzerine çalıştığı için en temel kavramlara, çocuklukta yaşadığımız olaylara çok yalın bir göz ile bakıp, bunları kelimelere dökebiliyor. Phillips değindiği kavramları açıklarken, Freud, Bion, Winnicott gibi öncüllerinden referanslar verirken, edebiyattanda, özellikle Shakespeare'den, gerçek anlamda faydalanıyor.

Cuma, Eylül 09, 2016

Kabuk Adam / Aslı Erdoğan

Yazar    : Aslı Erdoğan
Yayınevi : Everest Yayınları
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Yayın Tarihi : 1994

'Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı vermez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı.' s.9

'Zekamı kanıtlamak için söylediğim nice laf gibi gereksiz ve boştu, ruhun kendisinden gelmediği için de yapaydı.' s. 35

''Cehenneme giden yolun taşları iyi niyetle döşenmiştir.' derler ama buna inanmıyorum. Her iyi niyet taşını ters çevirin, altında bir alçaklık saklıdır. Cehenneme giden yolun taşları, bence korkuyla döşenmiştir. İçimdeki insan uyanmıştı ve bütün uyanışlar korku vericidir.' s. 137

Aslı Erdoğan'ı daha önce duymamış bir çok kişi geçtiğimiz üç hafta içinde kesinlikle ismine denk gelmiştir. Aman ha, sadece ismini, hakkında yazılan köşe yazılarını, haberleri okumakla kalmayın. Alın elinize herhangi bir kitabını ve kendi dilinden, elinden okuyun kendisini, insanı, hayalgücünü, duyumsamayı...

Cuma, Eylül 02, 2016

Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş / Louis Althusser

Yazar    : Louis Althusser
Yayınevi : Can Yayınları
Çeviri   : İsmet Birkan
Orijinal İsim : Initiation a la philosophie pour les non-philosophes
Orijinal Dil  : Fransızca
Orijinal Yayın Tarihi : 2014
Çeviri Yayın Tarihi : 2016

'Bana sorulsaydı: Tamam da, son kertede filozof dediğin nedir? Şöyle derdim: teori alanında savaşan bir adam. Savaşabilmek için savaşmayı savaşarak öğrenmek gerekir; teoride savaşmak için de bilimsel pratik yoluyla ideolojik ve siyasal pratik yoluyla teorisyen olmak gerekir' s. 268

'Aristoteles pratik kelimesinin iki anlamını ayırt eder. Birinci anlamına göre pratik, 'poiesis', yani üretim veya yapım, imal demektir... İkinci anlamına göreyse pratik 'praxis'tir; burada, bir eyleyici ve dıştan gelen araçların etkisiyle dönüşen şey söz konusu 'nesne' değil, kendi eylemi, kendi pratiği içinde, bizzat dönüşen 'özne'nin kendisidir.' s. 113

Louis Althusser 1918-1990 arasında yaşamış Cezayir doğumlu Fransız bir filozof. Marx, Lacan, Spinoza, Frued, Rousseau gibi düşünürlerden etkilenmiş ve Foucault, Badiou, Zizek, Ranciere, Deleuze gibi günümüzün önde gelen düşünürlerini etkilemiş bir yazar. 

Perşembe, Ağustos 18, 2016

galat-ı meşhur / Soner Yalçın

Yazar    : Soner Yalçın
Yayınevi : Kırmızı Kedi Yayınevi
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Yayın Tarihi : 2016

'Demokrasi amaç değildir. Demokrasi araç'tır.
Temel amaç özgürlüklerdir.
Demokrasi nihai hedef değildir; sadece özgürlüşmenin aracı'dır. Nihai hedef özgürlük'tür.
Bizim gibi ülkelerde "araç" kitlelere, "amaç" diye yutturuluyor.'
s. 210

'Büyük yazar Balzac Kibar Fahişeler romanında şunu yazdı:
İnsan, göre göre kötülüklere alışır, yapılanları boş verir. Önce yapılan kötülükleri onaylamaya başlar, sonunda kendisi de yapar. Hiç durmadan utanç verici ve sonu gelmeyen uzlaşmalarla lekelenen ruh; zamanla pörsür, asil düşüncelerin zemberiği paslanır. bayağılığın zıvanaları yıpranır ve kendi kendine dönüp durur. Karakterler gevşer, yetenekler yozlaşır.'
s. 386

'Ruh açlığını doyuramazsınız; ne paralar, mevkiler, şöhretler, akademik unvanlar verseniz de insanı ezen bu açlığı yok edemezsiniz.'
s. 371

Soner Yalçın birçok kitabı olan bir gazeteci. Galat-ı meşhur en son yayımlanan kitabı. Kitaplarını babamın kütüphanesinde görmüş olmama rağmen şimdiye kadar hiç okumamıştım. Kitap okumadığım için mi hayır, kitap okurum. Ama ben mimarım ve mesleğim gereği ya mimarlık, ya sosyoloji ya da hafif felsefe kitaplarını okumayı tercih ederim. Türkiye'nin gündemini gazetelerden ve sosyal medyadan, dünyanın Türkiye'ye nasıl baktığını ise yabancı basından takip ederim ve bunun nispeten yeterli olduğunu düşünürüm/düşünürdüm. 

Cuma, Mayıs 27, 2016

Özgürlükten Kaçış / Erich Fromm

Yazar    : Erich Fromm
Yayınevi : Say Yayınları
Çeviri   : Şemsa Yeğin
Orijinal İsim : Escape From Freedom
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 1941
Çeviri Yayın Tarihi : 2015

'Faşizmle savaşmak için onu anlamak zorundayız. İyimser hayallerin bize bir yararı olmaz. İyimser görüşler dile getirmekse, bir Kızılderili yağmur dansı kuttöreni kadar yetersiz ve yararsız olacaktır. Faşizmin boy göstermesine ortam hazırlayan ekonomik ve toplumsal koşullar sorunundan başka, anlaşılması gereken bir insansal sorun da var.' s. 23
'Yaratıcı düşüncenin - tüm diğer yaratıcı etkinlikler gibi - coşkulara ayrılmaz biçimde bağlı olmasına karşın, duygusuz yaşamak ve düşünmek bir ideal haline gelmiştir.' s.251

Erich Fromm'un Özgürlükten Kaçış isimli kitabı, orjinal basım dili İngilizce olarak Amerika'da 1941 yılında yayınlamıştır.

Kitap Rönesans ve Reform dönemlerinden başlayarak Nazi dönemine kadar olan süreç içerisinde, toplumsal koşulların nasıl değiştiğini, buna bağlı olarak kişinin bireyselleşmesinin ve özgürleşmesinin nasıl bir evrim geçirdiğini anlatıyor. 

Pazartesi, Mart 14, 2016

Az Yeterlidir: Mimarlık ve Asketizm Üzerine / Pier Vittorio Aureli

Yazar    : Pier Vittorio Aureli
Yayınevi : Lemis Yayın
Çeviri   : Baran Bilir
Orijinal İsim : Less is Enough:On Architecture and Asceticism
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 2013
Çeviri Yayın Tarihi : 2015

'Yani kapitalistler, bize krize karşılık verebilmenin tek yolunun en temel sosyal refahtan mahrum bırakılırken daha da varlık sahibi olmaya yatırım yapmak olduğunu söylüyor. Bu senaryo karşısında asketizm belki ironik bir duruş olabilir, çünkü durumumuzun yerinde bir betimlemesini sunmakla kalmaz, piyasanın dayattığı kıtlık rejiminin sınırlarının dışında neyin gerekli olup neyin olmadığını yeniden tanımlamamızı sağlar. Böylelikle asketizm, iyi bir yaşam ihya etme imkanı ve ayrıca daha azla - ve daha iyi - yaşayabileceğimiz umududur. Yine bu az, bir ideolojiye dönüştürülmemeli: Az çok değildir, az yalnızca azdır.' s. 62 

Pier Vittorio Aureli DOGMA ofisinin iki kurucusundan bir tanesi. Ofis hayatı ile birlikte akademik hayatı da idare eden, ve aynı zamanda MIT Press gibi yayınevlerinden kitapları yayınlamış olan bir mimar. Mimarlığın bugün ne ifade ettiği, neye hizmet ettiği üzerine düşünen bir yazar.

Pazar, Şubat 21, 2016

Beden Asla Yalan Söylemez / Alice Miller

Yazar    : Alice Miller
Yayınevi : okuyan us yayınevi
Çeviri   : Cihan Dansuk
Orijinal İsim : Die Revolte des Körpers
Orijinal Dil  : Almanca
Orijinal Yayın Tarihi : 2005
Çeviri Yayın Tarihi : 2014

'Beden, hakikatımızın gardiyanıdır, çünkü bir hayat tecrübesi taşır ve organizmamızın hakikatı ile birlikte yaşayabilmemizi sağlar. Fiziksel belirtilerin yardımıyla, bizi bu hakikati bilişsel olarak ele almaya zorlar ki içimizdeki çocukla, içimizde yaşamaya devam eden çocukla, bir zamanlar hiçe sayılmış, suistimal edilmiş, aşağılanmış çocukla ahenkle iletişim kurabilelim.' s. 26

Alice Miller İsviçreli bir psikoanalist. 'yetenekli çocuğun dramı' kitabı ile biliniyor. 'beden asla yalan söylemez' bu kitapta bahsedilen konuları daha derinlere inerek inceliyor.

Senelerdir ciddi migren atakları yaşayan biri olarak, bedenin tepkilerini nispeten takip edebilen biriyim. Ancak bu kitabı okuduktan sonra bedenin doğduğumuz andan itibaren, hatta kimi varsayımlara göre daha önceki yaşantılarımızdaki, deneyimlerimizi kaydettiğini düşünmeye başladım. Belli durumlarda verdiğimiz tepkilerin fiziksel hastalık olduğunu düşünmemize rağmen içimizden gelen başka şeylerin dışa vurumları olduğuna inancım daha da arttı. 

Cumartesi, Ocak 23, 2016

Çok Hayal Kuran Çocuk / Şermin Çarkacı

Yazar    : Şermin Çarkacı
Çizimler : shutterstock.com 
Yayınevi : Elma Yayınevi
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Yayın Tarihi : 2015

'Aslında gerçekten bir hayal perisi var. Çocuklar hayallerini kurup da uykuya daldığında, o en çok hayal kuran çocuğun rüyasına giriyor. Seçilen şanslı çocuk, rüyalarında da hayal kurmaya devam eder...' s.1

Şermin Çarkacı daha önce okuduğum 'oyuncu anne' kitabı ile tanıştığım, sosyal medyada da oyuncu anne olarak bilinen, hayallerini, yaşadıklarını çok güzel bir dil ile, dijital dünyadan ve yazılı basından bizlerle paylaşan birisi. 

Evimizin yetişkin kütüphanesine 'oyuncu anne' kitabındaki keşfettirici, öğretici ve eğlenceli oyun anlatımları ile katıldı, sonrasında Kaan'la beraber yapabileceğimiz farklı farklı günlük oyunları önerdiği 'oyun takvimi' ile mutfağımızdaki duvarda yerini aldı, şimdi ise rüyasında dünyayı dolaşan 'Çok Hayal Kuran Çocuk' ile Kaan'nın kütüphanesine yerleşti. Anlaşıldığı üzere evin nerdeyse her köşesinde bir izi oldu.

Çarşamba, Nisan 01, 2015

Babaya Mektup / Franz Kafka

Yazar    : Franz Kafka
Yayınevi : Can Sanat Yayınları
Çeviri   : Cemal Ener
Orijinal İsim : Brief an den Vater
Orijinal Dil  : Almanca
Orijinal Yayın Tarihi : 1919
Çeviri Yayın Tarihi : 2008

'Ve şimdi burada sana yazılı bir cevap vermeyi deniyor olsam da, bu fazlasıyla eksik kalacaktır, çünkü bu korku ve onun etkileri senin karşında yazarken de ket vuruyor bana ve dahası meselenin büyüklüğü, hafızamın ve aklımın sınırlarını çok aşıyor.' s. 15

Babaya Mektup, Franz Kafka'nın 1919'da babası Hermann Kafka'ya hitaben yazdığı mektubun kitaplaştırılmış hali. Kafka mektubuna babasının 'Neden hala benden korkuyorsun?' sorusuna karşılık cevap vererek başlıyor ve kişiliğinin oluşmasında babasının etkilerine gidiyor. Gerek fiziksel, gerek mantıksal olarak kendisinden çok güçlü bir baba ile yaşadığı olayları tarifliyor. Bunları tariflerken defalarca, babasını artık suçlamadığını ama onun da kendisini (Kafka'yı) suçlamaması gerektiğini dile getiriyor.

Pazartesi, Mart 30, 2015

Sessiz Bir Ölüm / Simone de Beauvoir

Yazar    : Simone de Beauvoir
Yayınevi : İmge Kitabevi
Çeviri   : Bilge Karasu
Orijinal İsim : Une mort tres douce
Orijinal Dil  : Fransızca
Orijinal Yayın Tarihi : 1964
Çeviri Yayın Tarihi : 2009

'Benim gözümde annem hep varolmuştu; günün birinde, yakında, yok olacağını göreceğim hiç aklıma gelmemişti. Sonu, doğumu gibi, bir masal zamanına karışıyordu. Kendi kendime 'Ölecek yaşa geldi' dediğim zaman, birçok başka söz gibi, bomboş sözler söylüyormuşum. Şimdi, ilk olarak, onda, ortaya çıkması ertelenmiş bir ceset görüyordum.' s. 22
Bir kere okudum, aradan zaman gecti, bir kere daha okudum... Bu dönem yazarlarına hayranlığım her geçen gün artmaya devam ediyor. Kitabı duru lisanı ile Türkçe'ye çeviren Bilge Karasu'ya ayrıca teşekkür etmek lazım sanırım. Kitabın derimin altına işlemesinin sebebi çevirinin kuvveti diye düşünüyorum.

Bir kadın ve annesi. Annenin düşüp, hastanede bir süre kalması ve bu süre içinde kadının gerek kendine gerek annesine, gerek ikisi arasındaki ilişkiye tekrar bakması. Ölüm yakınlaşırken, ölümün gölgesi altında hayata tekrar bakması. Azımsanamayacak şekilde yoğun, derin ve acı verici bir süreç. Bir kadın ve annesi arasındaki ilişkiye bu kadar açık yüreklilikle ve korkmadan bakabilen sayılı kadından bir tanesi herhalde Simone de Beauvoir.

Kitapta karşınıza çıkacak belli başlı bazı kavramlar; kaygı, ölüm, hayata bağlılık, dine bağlılık, sevgi, sevginin ayrılması/bulunması, pişmanlık acısı, yalnızlık, özgürlük, inançlarından taviz vermeden en yakındakilerini bile dinlemeden yürüyebilme gücü. Tüm bunları yaşarken bildiği, yaşadığı her yere nasıl yabancılaştığını, her yerin nasıl grileştiğini de anlatıyor. İnsanın kendi gerçeğine inebilmesi belki de en zor ve en beklenmeyen anlarda olabiliyor...

Perşembe, Şubat 12, 2015

Vanessa ve Virginia / Susan Sellers

Yazar    : Susan Sellers
Yayınevi : Sel Yayıncılık
Çeviri   : Suğra Öncü
Orijinal İsim : Vanessa and Virginia
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 2008
Çeviri Yayın Tarihi : 2010

'Sözcülerle uğraşan sendin. Bir olayı ele alıp onun özünü ortaya koyacak biçimde anlatmayı sen biliyordun. Ben senin yeteneklerine sahip değildim. Sen şimdi burada olsaydın bu hikayeyi nasıl anlatacağını bilirdin. Gerçeğin iç yüzünü ortaya çıkarmanın ve ortaya çıkardığın şeyi insanın yüreği kan ağlarken coşturacak kadar şiirsel sözcüklere dökmenin bir yolunu bulurdun.' s. 20

Vanessa ve Virginia, Virginia Woolf ve Vanessa Bell'in arasındaki sevgiyi, çekişmeleri, kıskançlıkları, hayatı resmeden ve iki kadın arasında yaşanabileceklere ışık tutan bir roman. Susan Sellers Vanessa'nın ağzından yazdığı romanı yazarken o güne kadar yazılmış bir çok biyografiden faydalanmış. Bu sebeple kitabı okurken Vanessa'nın anlattığı bir dünyanın içinde o dönemi (Bloomsbury) gerçek anlamda yaşıyor insan.

Hep önde veya şöhret olarak gördüğüm Virginia Woolf'un kızkardeşi Vanessa'nın da aslında ne kadar inanılmaz bir karakter olduğunu kitapla birlikte anladım. Resme, insanlara, hayata olan tutkusu tartışılmaz ve yalın bir dille gözler önüne seriliyor. Resimlerini yaparken hissettiklerini anlattığı bölümler, insanın gerçekten içinden gelene nasıl karşı koyamadığını, her ne ise onunla birlikte varolduğunu tekrar tekrar gösteriyor. Aynı aileden gelen, aile içinde aynı acıları yaşamış iki kadının hayatlarını nasıl farklı kıldıklarını anlatıyor. Virginia'nın içindeki dalgalanmaları Vanessa'nın ağzından dinliyor insan.

Kitapta benim yakalayabildiğim kavramlar; ölüm, karşılıklı ve/veya karşılıksız aşk, kıskançlık, kaygı, cinsellik, savaş, hayatta olan herşeye rağmen hayata tutunup dilediğin gibi yaşama savaşı. Bunların haricinde her okuyucunun kendine göre farklı kavramlar bulacağına da inanıyorum.

Salı, Ocak 06, 2015

Direnen İstanbul / Haydar Karabey

Yazar    : Haydar Karabey
Yayınevi : Ayrıntı Yayınları
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Yayın Tarihi : 2014

Direnen İstanbul


'Hiçbir şey 30-40 yıldan fazla dayanamayacak mı bize? Her şeyin içeriğini oyup, yeniden ve yeniden ne olduğu bilinmeyen kavramcıklarla sürekli tartışacak mıyız? Başka işimiz mi yok? Her şeyi her gün yıkıp yeniden mi yapmaya kalkışacağız? İstanbul'da neler olduğunu tartışmanın ve doğru düzgün kavrayabilmeye çalışmanın ne yararı var? Bir şey değişebilir mi? Bilmiyorum, ne olduğunu anlarsak belki olgular karşısında kendimizi doğru konumlandırır ve yalnızca rahat ederiz. Bir mimar, yaşadığı kentine, toplumuna, çevresine karşı sorumluluk duyuyorsa en azından bu durumu sorgulamalı, anlamalı, anlatmalıdır.' s.147


Yukarıdaki soruları soran, içinde olduğu durumu, çevreyi sorgulayan ve sorumluluk duyan tüm İstanbulluların Haydar Karabey'in bu kitabını okuması gerektiğine inanıyorum. Başka kentlerde yaşayanlarda okuyup kendi kentleri hakkında benzer soruları sormaya başlayabilirler.

Cumartesi, Ocak 03, 2015

Matilda / Roald Dahl

Yazar    : Roald Dahl
Yayınevi : Can Sanat Yayınları
Çeviri   : Lale Akalın
Orijinal İsim : Matilda
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 1988
Çeviri Yayın Tarihi : 2007

Matilda

Matilda, ne yazık ki, çocukluğumda tanıştığım kitaplardan birisi değildi. Hatta ilk önce filmiyle tanıştım. Ne zaman ki evlendim ve kocamla kütüphanelerimizi biraraya getirdik sadece Matilda ile değil Roald Dahl'ın bütün kitapları ile tanışma şansım oldu.

Tanımıyorsanız kesinlikle tanışın, Roald Dahl başka bir dünya. Yetişkinlerin de keyif aldığı çocuk kitabı yazmayı başaran sayılı yazardan bir tanesi. Büyük bir hayalgücü yanında ince bir mizah anlayışı var. Her kitabından farklı keyif alıyor insan.

Perşembe, Aralık 11, 2014

Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar - Casanova, Stendhal, Tolstoy / Stefan Zweig

Yazar    : Stefan Zweig
Yayınevi : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviri   : Gülperi Sert
Orijinal İsim : Drei Dichter Ihres Lebens - Casanova,Stendhal, Tolstoy 
Orijinal Dil  : Almanca
Orijinal Yayın Tarihi : 1928
Çeviri Yayın Tarihi : 2011

Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar - Casanova, Stendhal, Tolstoy


'Bir dünya yaratan bir yazar, psikolojik tanımıyla dışadönük bir yazar anlattıklarının nesnelliği içinde kendi benliğini hiç hissedilmeyecek kadar eritirken (insan olarak bir efsane haline gelmiş olan Shakespeare bunun en mükemmel örneğidir), herşeyi öznel olarak hisseden, içedönük kişi, dünyaya ait her şeyi kendi Ben'i içinde sonlandırır ve öncelikle kendi hayatını anlatır.'


Bu üçlünün yanyana aynı kitapta yer alması tuhaf gözükebilir, Zweig kendisi de önsözünde bunu anlatıyor. Kitabın başlığından da anlaşılabileceği gibi kendi hayatının şiirini yazmayı başarmış üç yazar ile karşı karşıyayız bu sefer.

Perşembe, Ağustos 14, 2014

Vicdan Zorbalığa Karşı Ya Da Castellio Calvin'e / Stefan Zweig

Yazar    : Stefan Zweig 
Yayınevi : Can Sanat Yayınları
Çeviri   : Zehra Kurttekin
Orijinal İsim : Castellio gegen Calvin oder Ein Gewissen gegen die Gewalt
Orijinal Dil  : Almanca
Orijinal Yayın Tarihi : 1936
Çeviri Yayın Tarihi : 2014

Vicdan Zorbalığa Karşı Ya Da Castellio Calvin'e


'Terör. Kimse aldanmamalı. Hiçbir şeyden korkup gerilemeyen, her tür insancıllığı zaaf diye alaya alan zorbalık müthiş bir kuvvettir. Sistemli bir biçimde düşünülüp tasarlanmış, despotça uygulanan devlet terörü, bireyin iradesini etkisiz hale getirir, her toplumu çözer, altını oyar.' s. 65

'Her tür düşünsel hakkın baş düşmanına, kendi yandaşlarınınkiler dışında bütün görüşleri susturmak isteyen dar kafalı fanatizme karşı bütün zamanları kapsayacak bir savaş açılmıştır; onun karşısına yeryüzündeki bütün düşmanları başarıyla barıştırabilecek olan bir fikir çıkarılmıştır: Hoşgörü fikri.' s. 149

1500'lerin ilk yarısı, Cenevre, Calvin'nin iktidarı ele geçirmesi... Elinde düşündükleri ve yazdıkları haricinde hiçbir şey olmayan bir hümanistin, bir iktadara, bir halka karşı inanılmaz savaşı. Castellio'nun Calvin'e karşı duruşu... Yine Stefan Zweig'ın elinden unutulmuş bir hümanistin hayatı ve o dönemlere objektif yaklaşımı.

Çarşamba, Ağustos 13, 2014

Stefan Zweig'ın Son Günleri / Laurent Seksik

Yazar    : Laurent Seksik
Yayınevi : Can Sanat Yayınları
Çeviri   : Sosi Dolanoğlu
Orijinal İsim : Les dernier jours de Stefan Zweig
Orijinal Dil  : Fransızca
Orijinal Yayın Tarihi : 2010
Çeviri Yayın Tarihi : 2012

Stefan Zweig'ın Son Günleri


'Kuşların ahenkli ötüşü, eli kulağındaki ilkbaharın umudu, doğacak günü haber veren en basit işaret ona ulaşmıyordu artık. Var olma duygusu yoktu içinde. Zaman ilerlemiyordu, dakikaların ve saatlerin akışı, Avusturya'yı terk ettiği o 6 Mart 1934 sabahı durmuştu.'


Kitap Stefan Zweig ve ikinci karısı Lotte'nin son altı ayını konu alıyormuş gibi gözükse bile bu altı ayın anlatımı içinde sürekli bir geçmişe gidip geliş var. Bu sayede, kısmen de olsa, hayatının ilk dönemleri ile ilgili bilgiye sahip olabiliyor insan. Kitabın biyografi değil roman diye sınıflandırmasının sebebi sanırım yazarın seçtiği anlatım tarzı. Üçüncü bir kişinin anlattığı biyografi yerine kişilerin kendi düşüncülerini aktardıkları bir roman gibi.

Çarşamba, Temmuz 02, 2014

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu / Stefan Zweig

Yazar    : Stefan Zweig
Yayınevi : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviri   : Ahmet Cemal
Orijinal İsim : Brief einer Unbekannten
Orijinal Dil  : Almanca
Orijinal Yayın Tarihi : 1922
Çeviri Yayın Tarihi : 2012

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

'...çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytuluklardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz; çünkü bu sevgi, yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinçaltında hep talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız, kendini karşısındakine hizmet etmeye adayan, boyun eğen, hep pusuda yatan ve tutkuyla yoğrulmuş bir sevgidir. Sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dağılmaksızın koruyabilirler,...'

Yine Stefan Zweig yine Ahmet Cemal. Bu sefer kavram tutku. Aşk üzerinden anlatılan tutku... Sadece aşkta değil başka şeylere de benzer tutkular duyulabileceğini düşündüğüm için aşk üzerinden diyorum. Ama bu derecede yoğun ve naif olur mu bilemem.

Salı, Temmuz 01, 2014

The Dark / Lemony Snicket - Jon Klassen

Yazar    : Lemony Snicket
Çizer    : Jon Klassen
Yayınevi : Orchard Books
Orijinal Dil : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 2013

the dark


*** The review in English is below Turkish, please scroll

Lemony Snicket, Amerikalı yazar Daniel Handler'ın bazı kitaplarında kullandığı takma yazar ismi. Doğan Egmont'tan çevrilmiş olan Talihsiz Serüvenler Dizisi ile bilebileceğiniz yazarın takma ismi, gerçek ismini geçmiş durumda. Jon Klassen ise Kanadalı bir yazar ve ilüstratör. Bildiğim kadarı ile bugüne kadar Türkçeye çevrilmiş kitabı yok. (ne yazık ki...)

İki muhteşem yazarın ortak projesi olarak gerçekleşen 'The Dark' Laszlo ile Karanlık'ın öyküsü. Çocukluk korkularımızdan biri olan karanlık üzerine yazılmış ve resimlendirilmiş inanılmaz bir kitap. 3-6 yaş için öneriliyor ama daha ileri yaşlardakiler içinde keyifli bir kısa kitap olduğunu düşünüyorum.


Pazartesi, Haziran 30, 2014

Aşk ve İrade / Rollo May

Yazar      : Rollo May
Yayınevi   : okuyan us yayınevi
Çeviri     : Yudit Namer
Orijinal İsim : Love and Will
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 1969
Çeviri Yayın Tarihi   : 2008

aşk ve irade


'Yeni olasılıklar doğurma ve onlara karşılık verme ve olasılıkları hayalden çıkarıp gerçeklikle deneme yeteniğimiz sayesinde geleceğimizin biçimlenmesine katılırız.' s. 112

Rollo May dünyaca ünlü bir psikolog. 1969'da yayınlanan ve kitapları arasında en meşhuru olan Aşk ve İrade, tahmin ediyorum ki dünyanın dört bir köşesinde birçok insanın hayatına farklı şekillerde dokunmuştur. Kitap, aşk ve ifade kavramlarının yanısıra birçok başka kavramı, mitolojik anlatıyı içerdiği için, bildiğimi zannettiğim kavramları tekrar düşünmem açısından önümde yeni yollar açtı.