Perşembe, Eylül 22, 2016

Kaçırdıklarımız - Yaşanmamış Hayata Övgü / Adam Phillips

Yazar    : Adam Phillips
Yayınevi : Metis Yayınları
Çeviri   : Selin Siral
Orijinal İsim : Missing Out, In Praise of the Unlived Life
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 2012
Çeviri Yayın Tarihi : 2015

'Gerçeklik önemlidir çünkü bizi tatmin edebilecek tek şey odur.' s. 29

'Deneyimden bir şeyler öğrenmek, ihtiyacımızı dünyada yaşamakla bağdaşır kılmanın yollarını bulmak anlamına gelir.' s.30

'Başkalarınca tanınmayı ve gerek kendimizi gerekse ihtiyaçlarımızı tanımayı her zaman göze alamayız çünkü işin ucunda acı çekmek vardır.' s.38

'Bir başka deyişle, anlamamak ve anlaşılmamak insanı mükemmelliğin zorbalığından kurtarır (ihtiyaç karşısında yapabileceğimiz en iyi şey her zaman anlamak değildir). s. 53

'Başlangıçta kavramak, kavrayamamak özgürlüğüne erişebilmemizin tek yoludur.' s. 67

'Çocuk coşku dolu bir geleceğin teminatını ister, yetişkin öyle bir şey olmadığının tasdiklenmesini. Çocuğun arzusu çocukluktan çıkmaktır, yetişkinin arzusuysa değişim isteğinden kurtulmak.' s.103

'Gelişim, hayati ihtiyaçların duyumsal tatminleri ve bunların getirdiği hazlardan hakkaniyet, sadakat ve bilgiye geçiş sürecidir. s. 127

Adam Phillips Lacan'cı İngiliz bir psikoterapist. Zamanında çocuk psikoterapisi üzerine çalıştığı için en temel kavramlara, çocuklukta yaşadığımız olaylara çok yalın bir göz ile bakıp, bunları kelimelere dökebiliyor. Phillips değindiği kavramları açıklarken, Freud, Bion, Winnicott gibi öncüllerinden referanslar verirken, edebiyattanda, özellikle Shakespeare'den, gerçek anlamda faydalanıyor.



Benim için bu kitap dönüp dönüp okunacak kitapların arasında girdi. Bir çok kavramın birbirleri ile nasıl bir bağlantı içinde olduklarını fark etmemi sağladı. Kitap; hüsran, kavrayamamak, yanına kar kalmak, çıkıp gitmek ve tatmin olmak üzere beş ana başlıktan oluşuyor. Baştan başlayarak okumak iyi olur, çünkü kurgu kendi içinde tüm kavramları birbirine bağlıyor. Üçüncü bölümde bir kavramdan bahsederken bunun aslında birinci veya ikinci bölümde anlatılmış bir nokta olduğunu fark ediyor insan. Yukarıda kitaptan yaptığım alıntıları, her bölüm ile ilgili fikir vermesi amaçlı, farklı bölümlerden yapmaya çalıştım. Farklı bölümlerden olmalarına rağmen birbirleri ile alakaları fark ediliyordur. 

Kitapta bahsi geçen beş ana kavramın çocuklukla ne kadar ilgili olduğunu okudukça fark ediyorsunuz. Hüsran ile başlıyor kitap, bölümü okudukça hüsran kelimesini daha önce cümle içinde kullanmadığımı fark ettim. Ve onun yerine koyduğum hayal kırıklığı tanımının aslında hüsranın farklı şiddette olanlarını tarif ettiğini anladım. Neyin sonucunda hüsrana uğrar insan? Tatmin, istek aynı noktaya mı götürür insanı yoksa birbirleri ile farklı bir ilişkileri olabilir mi? Arzuladığımız bir şeyin sonucu tatmin olabilir miyiz? Neden herşeyi kavramaya çalışırız? Kavrayamayınca kendimizi bildiğimiz toplumun dışında mı hissederiz? Bu, bizim için faydalı bir şey olabilir mi? İçinde yaşadığımız toplumlarda ne, nasıl yanımıza kar kalır? Ahlaklı olmak ile yanımıza kar kalması birbiri ile alakalı mı yoksa içten içe fark etmeden ahlaklı olduğunu düşündüğümüz ama yanımıza kar kalan bir şeyler olabilir mi? Hangi durumların içinden, nasıl çıkıp gideriz? Çıkıp giderken, deneyimlemediğimiz ama içinde bulunduğumuz durumdan daha iyi bildiğimizi düşündüğümüz bir duruma doğru mu gideriz? Gittiğimizde mi, gitmediğimizde mi hüsrana uğrarız? Yoksa bazen gittiğimizde, bazen de gitmediğimizde hüsrana uğrayabilir miyiz? Ya tatminin hüsran ile nasıl bir ilişkisi var? Arzu, istek, tatmin, hüsran nasıl birbirine bağlı olabilir? Bu kavramlar bir şekilde çocuklukta deneyimlediğimiz bir çok durumdan çıkmış olabilir mi?

Kitap birçok soru sormakla birlikte, birçok soru sormanızı da sağlıyor? Kimine kendimce cevaplar bulabildim ama çoğuna hala cevap arıyorum. Uzun bir süre de arayacakmışım gibi gözüküyor...

Hiç yorum yok: