Pazartesi, Ocak 02, 2017

HOT - Living Through The Next Fifty Years on Earth / Mark Hertsgaard

Yazar    : Mark Hertsgaard
Yayınevi : Mariner Books
Orijinal Dil : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 2011

'We still have a choice, even if it's only a choice between pain and disaster.' s.46

Mark Hertsgaard çevre konuları üzerine çalışan Amerikalı bir gazeteci. Uzun senelerdir bu konular üzerine yazıyor, ancak kızı Chiara'nın doğumundan sonra iklim değişikliğine daha detaylı bakmak istiyor ve sonuç olarak bu kitap ortaya çıkıyor. Kitabın Türkçe çevirisi yok, İngilizcesine ulaşmak isterseniz amazon'dan bulabilirsiniz.

Kitap yazıldığında Amerika'yı sadece Katrina kasırgası vurmuş ve New Orleans'ta onarılması seneler sürecek bir yıkıma sebep olmuştu. Kitabın yazılmasından sonraki 5 sene içerisinde Amerika Sandy ve Matthew kasırgalarını yaşadı. İklim değişikliğinin en belirgin sonuçları dünyayı yıkmaya başladı. Kasırgalara verilen isimler ile ilgili Bill McKibben'nın çok güzel bir önerisi var. Neden bu kasırgalara insan isimleri veriyoruz, bu derece şiddetlenmelerinin sebepleri fosil yakıt tüketimini yapan ve destekleyen firmalar, keşke Exxon kasırgası, BP kasırgası gibi isimler olsa diyor. Ne kadar doğru bir tespit!!!


Kitap dünyanın farklı yerlerinde yapılmış araştırmalara dayanıyor. Yazarın Amerikalı olması sebebi ile Amerika'da yapılmış araştırmalar daha detaylı. Ancak farklı coğrafyalardan iklim değişikliğinin yarattığı felaketlerin ve bu değişiklikler ile paralel olarak yürüyen çalışmaların örnekleri var. Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika'daki farklı yaklaşımları öğrenebiliyor insan. Bunlardan çıkan ana sonuç, her bölgenin çözümü kendi coğrafi konumuna bağlı olarak yapması gerektiği. Dünyadaki örneklerden feyz alınabilir ama çözüm kesinlikle yaşadığınız bölgenin getiri ve götürülerine göre üretilmeli. 

Biz Türkiye gibi bir bölgede yaşadığımız için farkındalıktan bir miktar uzaktayız. Hali hazırda kuraklığı yaşamaya başlamış olmamıza rağmen tehlikenin büyüklüğünü fark etmekten çok uzağız. Okyanus kıyısında yaşıyor olsaydık, kasırga veya hortumları yaşayarak durumu daha yakından hissetme şansımız olabilirdi. Burada yaşamayı bir avantaja döndürebilir miyiz bilmiyorum ama kendi adımıza, gelecekte daha yaşanabilir bir dünyayı hedeflemek için çalışmaya başlamamız lazım. 

Yaşanabilir bir dünya yani sağlıklı toprak, nefes alınabilir hava ve temiz su için bitkilere, hayvanlara ve mikrobiyolojik türlere ihtiyacımız olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Doğa üzerinde egemen olup bu dünyada yaşama sansımız yok! Doğa ile birlikte yürüyerek hareket etmemiz gerekiyor!

Hiçbir şey yapamayacağımızı düşünsek bile, evde su tüketirken, elektrik kullanırken dikkat edebiliriz, gideceğimiz bir yere yürüyerek veya toplu taşıma ile gidebiliriz. Çok ufak gözükseler bile, yapacağımız herşey bir adımdır. En azından kendimizin ve etrafımızdakilarin farkındalığını arttırmak üzerine bir adımdır. 

Alıştığımız dünya/doğa düzenini kaybettik ama felaket haline dönmeden önce elimizdek geleni yapmaya çabalayabiliriz.

Hiç yorum yok: