Çarşamba, Aralık 07, 2016

Güneşin Sofrasında / Dostlar Tiyatrosu

Uyarlayan  : Genco Erkal
Oyuncular  : Genco Erkal, Tülay Günal
Piyano     : Yiğit Özatalay
Viyolonsel : Deniz Doğangün
Klarnet ve Saksofon : Çağdaş Engin
Işık Tasarımı : Hakan Özipek
Oyun yeri  : Kenter Tiyatrosu
Süre       : 90 dakika

Dostlar Tiyatrosu

'Şu sılanın ufak tefek yolları
Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri
Tepeden tırnağa şiir dilleri
Yiğidim aslanım burda yatıyor'

Nazım Hikmet Ran - Zülfü Livaneli


‘Güneşin Sofrasında’ oyununu yazdan beri izlemek istiyordum ama başaramamıştım. Bir Aralık akşamına kısmet oldu.

Oyun Tülay Günal'ın sesinden yukarıdaki dizeler ile açıldı ve ilk dakikasından itibaren bizi içine çekti.

Genco Erkal, Nazım Hikmet ile Bertolt Brecht’i muhteşem bir hüner ile biraraya getirmiş. Ama; belki daha çok bildiğimizden, duyduğumuzdan veya Türk olduğu için söylediklerini içimizde hissettiğimizden, Nazım Hikmet’in olan her cümlede gözlerimiz yaşlarla doldu.


Esareti, ayrılığı, aşkı, yoksulluğu, yoksunluğu, acıyı, yaşama sevgisini, yaşama tutunmayı, dostluğu, her karanlığın bir aydınlığı olduğunu bu ikiliden daha fazla hissettirebilen oyuncu var mıdır bilemiyorum. Balkondan izlemiş olmama rağmen sanki her kelime gözümün içine bakarak söyleniyormuş gibi işledi içime. Duruşları, bakışları, mimikleri, seslerinin tonu, hareketleri, varlıkları...

Oyun ile ilgili bilgi vermeyi sevmem ancak beni en çok etkileyen sahneyi yazmadan edemeyeceğim. Aladağ, Adana kıyametini yaşadığımız haftanın Cuma akşamı, Tülay Günal’ın elinde tuttuğu oyuncak bebeği bir gölge gibi hareket ettirerek söylediği ‘Kız Çocuğu (Hiroşima)’ bana en ağır geleni oldu. Aradan nice seneler geçmiş olmasına rağmen Nazım kulağımıza halen aynı kelimeleri fısıldıyordu. ‘Çocuklar ölmesin şeker de yiyebilsinler.’ İçinde olduğumuz karanlığı katmer katmer hissettirdi Tülay Günal’ın sesi.

Kendilerini ve seslerini tamamlayan sahne tasarımı, bu kadar sade olup, bu kadar da farklı şekilde kullanılabilirdi. Merdivenin üzerinde altında, masanın/sinevizyon perdesinin önünde arkasında, sağdan sola, önden arkaya inanılmaz bir ritim içinde aktı Tülay Günal ve Genco Erkal.

Ve ikiliye eşlik eden salonun sesi ile aşağıdaki dizelerle kapandı perde.

‘Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu.
Önümüzde bakır taslar güneş dolu.
Dostların arasındayız!
Güneşin sofrasındayız!’

Gidin izleyin...


Not : ‘Yaşamaya Dair’i izleyeli ve yazalı tam iki buçuk sene olmuş. Hatırlıyorum içime nasıl dokunduğunu ve o ağırlıkla neler hissettiğimi. Eğer okumak isterseniz burada bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok: