Pazartesi, Mart 30, 2015

Sessiz Bir Ölüm / Simone de Beauvoir

Yazar    : Simone de Beauvoir
Yayınevi : İmge Kitabevi
Çeviri   : Bilge Karasu
Orijinal İsim : Une mort tres douce
Orijinal Dil  : Fransızca
Orijinal Yayın Tarihi : 1964
Çeviri Yayın Tarihi : 2009

'Benim gözümde annem hep varolmuştu; günün birinde, yakında, yok olacağını göreceğim hiç aklıma gelmemişti. Sonu, doğumu gibi, bir masal zamanına karışıyordu. Kendi kendime 'Ölecek yaşa geldi' dediğim zaman, birçok başka söz gibi, bomboş sözler söylüyormuşum. Şimdi, ilk olarak, onda, ortaya çıkması ertelenmiş bir ceset görüyordum.' s. 22
Bir kere okudum, aradan zaman gecti, bir kere daha okudum... Bu dönem yazarlarına hayranlığım her geçen gün artmaya devam ediyor. Kitabı duru lisanı ile Türkçe'ye çeviren Bilge Karasu'ya ayrıca teşekkür etmek lazım sanırım. Kitabın derimin altına işlemesinin sebebi çevirinin kuvveti diye düşünüyorum.

Bir kadın ve annesi. Annenin düşüp, hastanede bir süre kalması ve bu süre içinde kadının gerek kendine gerek annesine, gerek ikisi arasındaki ilişkiye tekrar bakması. Ölüm yakınlaşırken, ölümün gölgesi altında hayata tekrar bakması. Azımsanamayacak şekilde yoğun, derin ve acı verici bir süreç. Bir kadın ve annesi arasındaki ilişkiye bu kadar açık yüreklilikle ve korkmadan bakabilen sayılı kadından bir tanesi herhalde Simone de Beauvoir.

Kitapta karşınıza çıkacak belli başlı bazı kavramlar; kaygı, ölüm, hayata bağlılık, dine bağlılık, sevgi, sevginin ayrılması/bulunması, pişmanlık acısı, yalnızlık, özgürlük, inançlarından taviz vermeden en yakındakilerini bile dinlemeden yürüyebilme gücü. Tüm bunları yaşarken bildiği, yaşadığı her yere nasıl yabancılaştığını, her yerin nasıl grileştiğini de anlatıyor. İnsanın kendi gerçeğine inebilmesi belki de en zor ve en beklenmeyen anlarda olabiliyor...

Hiç yorum yok: