Pazartesi, Mart 14, 2016

Az Yeterlidir: Mimarlık ve Asketizm Üzerine / Pier Vittorio Aureli

Yazar    : Pier Vittorio Aureli
Yayınevi : Lemis Yayın
Çeviri   : Baran Bilir
Orijinal İsim : Less is Enough:On Architecture and Asceticism
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 2013
Çeviri Yayın Tarihi : 2015

'Yani kapitalistler, bize krize karşılık verebilmenin tek yolunun en temel sosyal refahtan mahrum bırakılırken daha da varlık sahibi olmaya yatırım yapmak olduğunu söylüyor. Bu senaryo karşısında asketizm belki ironik bir duruş olabilir, çünkü durumumuzun yerinde bir betimlemesini sunmakla kalmaz, piyasanın dayattığı kıtlık rejiminin sınırlarının dışında neyin gerekli olup neyin olmadığını yeniden tanımlamamızı sağlar. Böylelikle asketizm, iyi bir yaşam ihya etme imkanı ve ayrıca daha azla - ve daha iyi - yaşayabileceğimiz umududur. Yine bu az, bir ideolojiye dönüştürülmemeli: Az çok değildir, az yalnızca azdır.' s. 62 

Pier Vittorio Aureli DOGMA ofisinin iki kurucusundan bir tanesi. Ofis hayatı ile birlikte akademik hayatı da idare eden, ve aynı zamanda MIT Press gibi yayınevlerinden kitapları yayınlamış olan bir mimar. Mimarlığın bugün ne ifade ettiği, neye hizmet ettiği üzerine düşünen bir yazar.


Bu kitabı okuyana kadar, asketizm terimi ile ilgili çok bilgim yoktu ve 'Az çoktur' her zaman minimalizmi hatırlatan bir deyim olmuştu. Artık ikisi de aklımda bambaşka yerlere gidebiliyorlar.

Sözlükler asketizmin Türkçe karşılığını çilecilik olarak gösteriyor, ama kitap boyunca birçok farklı tanımı ile karşılaşıyor insan. Kısacık metin içinde Barthes, Max Weber, Le Corbusier, Walter Benjamin, John Pawson, vb.lerinin yapılarında veya düşüncelerinde asketizme nasıl yaklaştıklarını öğreniyoruz.

Dünyadan vazgeçmek olarak algılanan asketizmin zaman içinde manastırdan, gündelik hayata, mimarlığa, sanata yansımalarının nasıl olduğunu, kaptalizmin, tüketim toplumunun nasıl içine işleyip başkalaştığını görebiliyoruz. Verdiği en can alıcı örnek ise büyük ihtimalle Steve Jobs. Özel hayatında asketizm kavramına çok yakın yaşayan Jobs, dünyayı dönüştüren ürünler yaratıyor ancak yarattığı bu ürünler insanların kendilerinden daha da uzaklaşmalarına olanak sağlıyor. 

Aureli'nin bakış açısı ile asketizm anlayışı, modern dünyada yaşadığımız bir baskı tarzı olmak yerine, insanın kendisine, öznesine döndüğü, yaşadığı birçok şey ile kendisini kendisinden uzaklaştıran sisteme karşı, bir başkaldırı olabilir mi?

NOT: Bundan sonra eğer okumadıysanız Walter Benjamin'nin Yoksulluk ve Deneyim (Poverty and Experience) denemesini okumanızı tavsiye ederim. Metnin Türkçe'si Benjamin'nin Parıltılar olarak çevrilmiş olan Illuminations kitabında bulunabilir. İngilizcesine ise internetten pdf olarak ulaşılabiliyor.

Hiç yorum yok: