Pazartesi, Haziran 30, 2014

Aşk ve İrade / Rollo May

Yazar      : Rollo May
Yayınevi   : okuyan us yayınevi
Çeviri     : Yudit Namer
Orijinal İsim : Love and Will
Orijinal Dil  : İngilizce
Orijinal Yayın Tarihi : 1969
Çeviri Yayın Tarihi   : 2008

aşk ve irade


'Yeni olasılıklar doğurma ve onlara karşılık verme ve olasılıkları hayalden çıkarıp gerçeklikle deneme yeteniğimiz sayesinde geleceğimizin biçimlenmesine katılırız.' s. 112

Rollo May dünyaca ünlü bir psikolog. 1969'da yayınlanan ve kitapları arasında en meşhuru olan Aşk ve İrade, tahmin ediyorum ki dünyanın dört bir köşesinde birçok insanın hayatına farklı şekillerde dokunmuştur. Kitap, aşk ve ifade kavramlarının yanısıra birçok başka kavramı, mitolojik anlatıyı içerdiği için, bildiğimi zannettiğim kavramları tekrar düşünmem açısından önümde yeni yollar açtı.

Birbirinden farklı şair, filozof, düşünür ve psikologdan yapılan alıntılar ile kurgulanması, farklı beyinlerin aynı konular üzerinde nasıl düşündüğünü görebilmemiz için iyi bir kaynak oluyor. Teknolojik gelişmelerin bugünkü halini almadan önce yazılmış olup, teknoloji ve insan üzerine değindiği noktalar ise hayli dikkat çekici. Ne yazık ki bence, May'in ışık tutmaya çalıştığı noktalar, geçtiğimiz 45 senede, daha da içinden çıkılmaz bir noktaya doğru ilerlemiş durumda. Aşk ve irade kavramları birbirlerine yaklaşmaktan ziyade, irade 1969'dan çok daha etkin ve Viktorya dönemine daha yakınlaşırken, aşk ise gittikçe daha da fark edilmez oluyor. Doğaya hükmetme duyusu dünya genelinde artarken, doğa ile bütün olma mevcut dünya düzeninden ve teknolojiden kaçma yolu olarak seçiliyor. Ortak bir noktada buluşabilmek, içinde yaşadığımız düzen ile bağlaşık olarak doğa ile birleşmek imkansız olmak üzere. Haliyle bu durum aşk ve irade arasındaki mesafeyi daha da arttırıyor. Düzenden umutsuzluğa düşen insanoğlu cevabı doğu felsefesinde ve sporlarında arar iken, bu aramayı gündelik hayatına verdiği aralarda yapıyor. Seçim – düzenden vazgeçmeyeyim ama aralarda alacağım nefes ile kendimi fark etmeyi öğreneyim. Çözüm bu olsa bile, iki eylem aynı seviyede yapılmadığı ve insan yaşamında aynı ağırlığa sahip olmadığı sürece, insanın mevcut düzenden kurtulma şansına inancım çok az.


Kitabın kapsamı birçok konu hakkında düşünmeye teşvik eder iken, çeviri tarzı Türk çevirmenleri ve editörleri üzerinde tekrar düşünmemi sağladı. Türk çevirmenler ve/veya editörler neden yapılan işe özen göstermiyorlar sorusu kitabı okuduğum süreç boyunca devamlı karşıma çıktı. Birçok defa, yapılan kelime, harf hataların arasında kendimi bilmece çözüyor hissi ile karşı karşıya buldum. Çevirinin başarılı olup olmadığını anlayabilmek için İngilizce metni okumak gerekir ancak yazım hataları çevirinin de başarız olduğu hissini doğuracak kadar çoktu. Türkçeyi kullanma başarımız her ne kadar geriliyor olsa bile yayınlanan bir kitap ile okuru arasında yapılan onca harf hatası sebebi ile saygısız bir ilişki kurmak, okuru tercih etmese bile yabancı yayınlara yöneltmekte. Güzel bir kitabı iyi bir çeviri ile kendi dilinde okumak insana inanılmaz bir haz veren, yazarı ile olduğu kadar çevirmeni ile de ilişki kurmasını sağlayan bir durum. Ne yazık ki Türkçeyi katletmek sadece normal yazışmalar yapan bizler tarafından değil çevirmenler tarafından da yapılıyor.

Not - Aşk ve İrade, Eylül 2011'de okuyup üzerine yorum yazdığım bir kitap. Yazının üzerinden geçip buraya eklemem Haziran 2014'te oldu.

Hiç yorum yok: